Cumartesi, Şubat 6

turuncu ve tuzlu

oh breyn. oh breyn nedir bu beynimi karıncalandıran? sanatsal akımları parmak uçlarıma taşıyan bu şairane saçmalıklar neden hep beynim karıncalıyken geliyor dersin? ne zaman içimde kusmuk kokusu, boğazımda asitli bir yanma, ayaklarımda ve kollarımda uyuşma olsa canım yazmak istiyor. kusmak? evet haklı olabilirsin breyn.

bir şey söyleyeyim mi? bazen çok garip bir şey oluveriyor breyn.
hooop. oluveriyor.
portakal gibi, turuncu bir his. üzeri delikli ve pütürlü, selülit görüntüsünde. estetik olarak sıfır anlayacağın. çirkin bir şey.
cami minaresi gibi uzun bir sapı var. o sap böyle, soluk borumdan akciğerime kadar giriyor. alveollerimin ağzına sıçıyor. soluk borumu tıkıyor.

akciğerimi kapattığı yetmiyor gibi, o turuncu ve delikli yüzeyini derime sürtüyor. tanrım breyn. bunun nasıl iğrenç bir his olduğunu anlatamam sana. turuncu ve iğrenç bir his.

o minare gibi uzun sapının -adı her neyse- etrafı dikenli ve acı biber.
biberler önce güzelce içimi yakıyor, sonra aortuma oturuyor. bazısı çömeliyor, bazısı zıplıyor. eceline susamış bunlar! tanrım ne yanma!

sonra kalbim onları pompalıyor. pompaaaa! hooop ayaktalar, hoopp koldalar, hooop yayıldı pezevenkler vücudumun her zerresine. evet breyn haklısın bu bir yerde aorun suçu. ama biliyorsun, bana kan lazım, kan.

sonra biraz kalbim sıkışıyor. biraz ama.kalp de değil sanki sıkılan. hücrem sıkışıyor, içindeki tüm zerzavatları pörttt diye vücut boşluğuma pörtletiyor. şişiyorummm, şişiyorum...

sonra içimde küçük küçük lağım fareleri oluyor, tuzlu fareler. tatları tuzlu. lağım fareleri her deliğe girebilir. onlar her yerden çıkabilirler breyn. öyle de oluyor. buldukları ilk boşluktan dışarı çıkıyorlar. gözlerime yürüyorlar, göz bebeklerimi deliyorlar. iris umurlarında değil, gözümün beyazından geçmeyi seviyorlar. deliyorlar. damar damar gözlerimi delip yüzümde yürümeye başlıyorlar. tatları tuzlu breyn. tuzlu küçük lağım fareleri. ağzımın kenarıma yürüyüp ağzımdan içeri giriyor bazıları breyn. tatları tuzlu.
sonra birden o cami minaresi gibi uzun şey - adı her neyse- turuncu şeyin içine çekilmeye başlıyor. alveollerimi rahat bırakıyor. alveollerim dans ediyor. ağzımdan dışarı turuncu sülükler şeklinde havaya karışıyorlar.
hava doluyor içim. göğsümü şişirip atıyorum yavaş yavaş. uzun sürüyor. bitmiyor hemen.

sonra ne mi oluyor breyn?
hiç-
hiç bir şey oluyor.
evet birden bire oluyor.
sonra birden bire oluyor, bitiyor.
sonra?
hiç bir şey oluyor.
geçiyor.
bitmiyor.