Salı, Aralık 7

korku, galip gelen yani, kralın tacını kralın başından alır


insanların, tümünün hem de, acıya bağışıklandığı bir an vardır.

bir an, insanlar, hem de hepsi, acıyı aşıyla damardan alıp zayıflatır.
kırık bir bacakla iki kilometre yürüyebilir, kopuk bir kolla iki kilogram elma toplayabilir, dağılmış bir burunla iki miligram parfüm koklayabilirler.
bu, o insanların, hepsinin hem de, acıya bağışıklandığı o anda olur.
o an, acının korkuyla unutulduğu andır. hepsinin hem de. ve tüm insanların.
yani korku acıyı iki elinin arasında ezer, korku acıyı yener, korku galip gelir, korku hep kazanır.

insanların, tümünün hem de, korkuya bağışıklandığı bir an vardır.
bir an, insanlar, hem de hepsi, korkuyu aşıyla damardan alıp zayıflatır.
hastalıklı bir beyinle iki yüz yıl yaşayabilir, kokmuş bir bilinçle iki yüz yıl düşünebilir, titreyen ellerle iki yüz cam şişeyi taşıyabilirler.
bu, o insanların, hepsinin hem de, korkuya bağışıklandığı o anda olur.
o an, korkunun adrenalinle unutulduğu andır. hepsinin hem de. ve tüm insanların.
yani adrenalin korkuyu iki elinin arasında ezer, adrenalin korkuyu yener, adrenalin gali...
eğer adalet varsa.
adrenalin kazanır.

yoksa

doğurgan ruh!
onu doğurduğun gibi beni de doğur. onu beslediğin gibi beni de besle.
hayat kordonundan. yaşamsal sıvıdan.
onu emdiğin gibi beni de em. benim de sütyenimi ıslatsın şehvetin.
durmasın kanım. sönmesin arzunun ellerindeki çıkmazım.
beni de sürdür. bitirme beni de.
doğdukça bitsin, bittikçe doğmak istesin soyum.
vazgeçilmesin. sonsuz bir delilikle istensin.
benden de nefret edilsin. bana da tapılsın.
bitirme beni de.

yoksa.
yani eğer adalet. yoksa eğer. kral tacını verecek soytarı bulamıyor demektir. kral, kendi elleriyle değil de, kraliçeye olan şehvetiyle teslim ediyor demektir. tacını.
gerçekten. kuşku duymayacaksam adaletten. o zaman işte.
yenilgisini ve mahcubiyetini bir taç ile şahlandıracak olan soytarıyı bulmak için gidiyorum.